
Merhaba,
Bu adam akıllı yazdığım ilk gezi post’u. O yüzden bir hata varsa şimdiden acemiliğime verin.
13 – 17 Şubat 2013 tarihlerinde gerçekleşti Sri Lanka seyahatim. Nereden çıktı Sri Lanka diyebilirsiniz ama bu sayfaya ulaşıp bu postu okumaya başladıysanız muhtemelen sizin aklınızın köşesinde bir yerlerde de var. Ben hiç aklımda yokken iş sebebiyle gitmem gerekince bir süre daha kalıp biraz gezmek istedim Sri Lankayı. Haberim olduktan sonra birkaç gün içinde yola çıkmam gerektiğinden fazla araştırma fırsatı da bulamadım. İstanbul’da Lonely Planet’in Sri Lanka rehberini de arayıp bulamayınca internetten PDF verisyonunu satın aldım. Çok fazla fırsatım olmadığından uçakta PDFlere göz atarken “Hill Country” bölümü ilgimi çekti ve Kandy’ye gitmeye bu şekilde karar verdim.
Şansıma THY Sri Lanka’ya direk uçuşları yeni başlamış. Direk derken Maldivler de duruyor siz uçaktan inmiyorsunuz ama uçak tekrar havalanana kadar bekliyorsunuz. İstanbul Colombo uçuşunu tamamladıktan sonra Colombodaki Havalimanına iniyoruz. Vize işlemleri siz havalimanına indikten sonra Vize için ayrılmış alanda yapılıyor. 35$ karşılında vizemi aldıktan sonra havalimanından çıkışa yöneliyorum. Burada döviz bozdurabileceğiniz Change Office’ler var. Ben burada para bozdurmayı tercih ettim. Taksi bankosundan taksi ile nereye gideceğimi söyleyip ne kadar ödeyeceğimi gösteren fiş ile beraber taksilerin olduğu bölüme geçerken sıcakla tanıştım : )
Bu arada Sri Lanka’ya gitmenin yolu Colombo’dan geçiyor ve bildiğim kadarıyla tek Uluslararası Havalimanı bu şehirde. Colombo Sri Lanka’nın en büyük şehri ve dolayısıyla en şehirleşmiş şehri aynı zamanda. Colombo’da şirketin ayarladığı Grand Oriental Hotel’de kalmak üzere Colombo trafiğine karışıyoruz. Rengerenk boyanmış otobüsler ve Tuktuklar en çok dikkatimi çekenler… Daha önce Hindistan Bölgesinde herhangi bir yeri ziyaret etmemiş biri olarak ortama alışmaya çalışıyorum diyebiliriz. Ancak az önce de söylediğim gibi Colombo biraz şehirleşmiş bir şehir olduğundan Hindistan görmüş insanların ilgilisini çekmeyebilir.
Sağa sola bakınırken onca trafiğe rağmen otele varmayı başarıyoruz.(Üzerinden bayaa vakit geçti tabi ama ben 1 saatten fazla sürüyor diye hatırlıyorum otele varmam) Odama yerleştikten sonra dışarı çıkıp yemek yemek istiyorum. Tuktuk sürücüleri otelin kapısında bekliyorlar. Yemek yemek istediğimi söyleyip biriyle anlaşıyoruz para konusunda ve beni bir alışveriş merkezine götürüyor. İlk akşam yemeğini (ertesi gün toplantım olduğu için ) çok fazla lokal bir yerden yemek yeme riskini alamıyorum ve bilindik bir sandviç zincirinden bir sandviç yaptırıyorum. Alışveriş merkezinde küçük bir tur attıktan sonra otele dönmemle gün sona eriyor. Karşılaştığım çoğu insan ingilizce bilmesi sebebiyle anlaşmakta bir sıkıntı olmuyor. Tuktuklar genelde çok yüksek fiyatlar çekiyorlar bu yüzden kesinlikle pazarlık yapmalı.
Ertesi gün uyandığımda toplantı için hazırlanmaya başlıyorum. Otelde kahvaltı ediyorum ve tüm günüm toplantıda geçiyor. Toplantı bitip otele geldiğimde Kandy’ye gitmek için tren ve otobüs araştırmaya başlıyorum. Söylenene göre 1. sınıf tren biletleri aylar öncesinden bitiyor. Otobüsün de çok güvenli olmadığı söyleniyor. Kararsız kalıyorum ve ertesi sabah otelin altındaki Travel Agency ile konusmaya karar veriyorum.
Colombo notları :
* Tuktuklar ile kesinlikle pazarlık yapılmalı
* Kandy ye gitmeyi düşünüyorsanız kesinlikle tren opsiyonunu göz önünde bulundurun herkes enfes manzarasından söz ediyor.
Bundan sonraki yazımda da Colombo Kandy arasındaki maceramı anlatacağım : )
Leave a Reply